Ayça Tümer Arıkan

John R. Katzenbach ve Douglas K. Smith, “The Wisdom of Teams-Creating the high performance organization” isimli kitaplarında, ortak bir amaca sahip olmayı, takım olmanın en önemli karakteristiklerinden birisi olarak tanımlamış. Peki bir organizasyonda takımların amaçları veya hedefleri nasıl belirlenmeli? Bunun için iki kaynaktan bahsetmek mümkün:

Birinci kaynak organizasyonun stratejisidir. Bir organizasyonun stratejisi, şu anda yapılması gereken değişiklikleri/iyileştirmeleri tarifler. Stratejiyi hayata geçirmenin yolu ise, stratejik hedefleri anlamlı bir şekilde, sebep-sonuç ilişkilerini kurarak operasyon seviyesine kırmaktan geçer. Stratejik hedefler ya departman-takım hedeflerine ya da süreç-süreç aktivitesi hedeflerine kırılabilir. Dolayısı ile, bir takım için en anlamlı hedefler, doğrudan stratejik hedeflerden kırılmış, organizasyonun performansını iyileştirecek yönde olanlardır.

Bu noktada dikkat edilmesi gereken unsur, eğer söz konusu olan takım, organizasyonun destek süreçlerinden sorumlu ise (örneğin finans, insan kaynakları, vb.), çoğu zaman hedefleri bir stratejik hedeften doğrudan kırılamıyor olabilir. Bu durumda doğru yöntem takımın hedeflerini, destek verdikleri diğer takımların doğrudan stratejiden kırılmış olan operasyonel hedeflerinden kırmak olacaktır. Böylece, dolaylı da olsa takım hedeflerinin stratejik bir hedefle ilişkisi kurulmuş olabilir.

Her an her takımın süreçlerinin strateji ile ilişkisi olmayabilir de. Bu durumda ikinci hedef belirleme kaynağı, takımın süreçlerindeki iyileştirmeye açık alanlar olabilir. Takımın kendi süreçleri üzerinde çalışıp, rutin işleyişte iyileştirmeler yapabileceği hedefler belirlemesi her zaman iyi bir yöntemdir, örneğin, süreçlerindeki israfı azaltmak gibi.

Bunun yanında bir takımın ortak hedefleri (veya başka bir deyişle amaçları veya ulaşmak istedikleri sonuçlar) motivasyon ve birlikte çalışma isteği yaratabiliyor da olmalı. Hedeflerin sahiplenilmesi, o hedeflere ulaşabilmek için gerekli olan motivasyonu yaratan en önemli faktörlerden birisi.

Bu sebeple, birilerinin dayatması yerine bir takımın kendi hedeflerini ve o hedeflere ulaşılıp ulaşılmadığını gösterebilecek kendi ölçümlerini belirlemesi, uygulanabilecek en sağlıklı yöntemdir.

Bu konuda Stacey Barr diyor ki:

“One of the best ways to help people to buy into their goals is to very actively involve them in choosing their own goals, and the measures for those goals. More specifically, warm them up by first helping them explore what they value, as much as what is important to the organisation. The goals will then be clearly relevant to the work they take pride in. The measures will feel more like tools for them, and not rods for their backs.”

“Our job is to help our Measures Teams explore and decide how their departments, processes or jobs most affect and relate to the corporate goals. If they build their own line of sight from the activities they perform through to the ultimate success outcomes for the organisation, they will get a much deeper understanding of the corporate direction and a greater sense of meaning in their own work.”